...

Bazı insanlar başlangıçlar gibi bitişlerde de bulunmak isterler. Anlamsız mı geldi cümle:) Şunu demek istiyorum, birlikte başlamak ve birlikte bitirmek önemlidir onlar için. Sonu önceden bilmeye tahamulleri yoktur. Bilen birileri varsa konuşturmazlar:) Hayatta çok az şeyin sonunu baştayken bilebiliriz. Ancak tahmin ederiz. Ama hayatta sonu kayıtlı şeyleride görüyoruz değil mi? Yaşıyoruz adeta. Bi flim seyrediyoruz, bi kitap okuyoruz, bi anı dinliyoruz ... Ben sonları önceden bilmekten korkmam. Sonları bilmek tersine bana güven verir, rahatlarım. Ve sonları bilmek başkalarının aksine ana dair keyfi azaltmaz bende. Daha rahat olduğum için daha çok keyif alabilirim. Okuduğum kitabın sonunu sorarım, yada açıp okurum. Sonunu bilmekle o kitabı çözmüş olmuyorum. Varılan yerden çok, gidiş önemli benim için. Yol bayonca olanlar. Hayatımız dediğim şeyde bu işte. Yol boyunca olanlar! Evet, sonlar hep yol boyunca olanlara bağlıdır. İyi yürüyen biri muhtemelen düşmez yolun sonunda. Gerçi bu her zaman böyle olmuyor. Süpriz sonlar muhtemel. Sadece hayatsa konuştuğumuz, hayatın bi parçası olan sonu kayıtlı şeyler değilse söz konusu olan, bir tek son var diyebiliriz ; toprağa döndüğümüz an. Biten ve başlayan olaylar hep mustakil dursada ne kadar bağlantılı aslında. Falanca zamanda şöyle bir şey olduğu için filanca zamanda böyle yapıyoruz. Bu kadarda kalabalıklaştırmıyayım konuyu:P
Bayramda ablam Yüzüklerin Efendisi' ni getirmişti. 9 cd. Geceleri yatmadan önce rüyalarımızı zehirledik:P Gerçek dışı şeyler midemi bozuyor:) Fakat flim boyunca gördüğümüz hırslar, özlemler, tutkular, öyle tanıdık geldiki. Bu çekti beni. Hepimiz bi yüzük peşinde köleyiz diye düşündüm:) benzer şekilde çirkenleştiriyor hırslarımız bizi. Bi hırsa esir olmadıkça ne kadar zarif ne kadar mağurursak, ona kapıldığımız an o nisbette canavarlaşıyoruz . Seyrederken bi sonraki anı hep sordum :) Ablam için keyifli bi seyir oldu diyemiyeceğim:) Ama ben çok güvenli seyrettim:P Hiç şaşırmadım:P Dalga geçiyorum kendimle:P Bu yazının kayda değer bi sonu yok işte:) Diğerleri gibi iç döktürmeleri:) Bu yazının bi müziği de yok, dışarda uğuldayan lodosu saymazsak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cık cık...